SINAV KAYGISIYLA BAŞA ÇIKMA YOLLARI




Öğrencilerin akademik yaşantısında en sık karşılaştıkları konulardan biri sınav kaygısıdır. 9. sınıftan 11. sınıfa kadar olan liselilerden, üniversiteye giriş sınavları (TYT ve AYT) gibi zorlu sınavlara hazırlanan gençlerimize kadar birçok öğrenci bu kaygıyı yaşıyor. Sınav kaygısı, sadece öğrenciyi değil, ailesini de etkileyerek evde stresli bir ortam yaratabiliyor. Bu yazıda, sınav kaygısını anlamak, kaynaklarını keşfetmek ve bu durumla başa çıkmak için hem öğrencilere hem de ailelerine yönelik öneriler paylaşacağız.
Sınav Kaygısı Nedir?
Sınav kaygısı, öğrencinin sınav performansını olumsuz etkileyen, sınav anında ya da hazırlık sürecinde yaşanan endişe ve gerginlik duygusudur. Kalp çarpıntısı, terleme, nefes darlığı gibi fiziksel belirtilerle kendini gösterebilir ve zihinsel olarak öğrenciyi etkileyerek dikkat dağınıklığı, unutkanlık ve odaklanma sorunları yaratabilir.
Sınav kaygısı çoğu zaman iki farklı türde ortaya çıkar: Hafif Kaygı ve Yoğun Kaygı. Hafif kaygı, öğrencinin sınava odaklanmasına ve motive olmasına yardımcı olurken; yoğun kaygı, öğrencinin potansiyelini sınav anında ortaya koymasını engelleyebilir. Bu durumda öğrencinin performansı, bilgisi ve becerisi düzeyinde olmayabilir. Dolayısıyla, sınav kaygısıyla başa çıkmak önemlidir.
Sınav Kaygısının Nedenleri
Sınav kaygısının birçok kaynağı olabilir:
- Başarısız Olma Korkusu: Öğrenciler, sınavdan düşük puan alma ya da hedefledikleri okula yerleşememe korkusu yaşarlar.
- Çevresel Baskılar: Aile, öğretmenler veya arkadaş çevresi tarafından başarıya dair yapılan yorumlar ve baskılar kaygıyı artırabilir.
- Kendine Güven Eksikliği: Öğrenciler kendilerini yeterince başarılı görmediklerinde kaygı yaşamaları daha olasıdır.
- Yüksek Beklentiler: Öğrencinin kendisinden veya ailesinin ondan beklediği yüksek performans, sınav kaygısını tetikleyebilir.
- Yetersiz Hazırlık: Yeterince çalışılmadığında veya çalışmanın yeterli olmadığı düşünüldüğünde kaygı artar.
Sınav Kaygısıyla Başa Çıkmak, başarılı bir sınav hazırlığı, planlı bir çalışma düzeniyle mümkündür. Öğrenciler, ders çalışma programı yaparak hangi konuları ne zaman çalışacaklarını belirlemelidirler. Bu, öğrenme sürecini yapılandırır ve öğrencinin kendisini kontrol altında hissetmesini sağlar. Böylece, kaygının azalması sağlanır. Uzun süre kesintisiz çalışmak, öğrencilerin odaklanma sorunları yaşamasına yol açar.
Çalışma sırasında ara ara mola döngüleriyle verimli bir çalışma sağlanabilir. Ayrıca öğrenciler, molalarda hareket etmeli, kısa yürüyüşler yaparak zihni tazelemelidir. Bu tür aktiviteler, kaygıyı azaltan endorfin salgılanmasını sağlar. Kaygı arttığında, nefes egzersizleri yapmak öğrenciyi rahatlatır. 4-7-8 nefes tekniği gibi basit uygulamalarla öğrenci, hızlı bir şekilde sakinleşebilir. Bu, beden ve zihnin dengelenmesini sağlar. Meditasyon ise odaklanmayı artırır ve stresi azaltır. Günlük olarak 5-10 dakika ayırarak meditasyon yapmak, öğrencinin kaygı seviyesini düşürmesine katkı sağlayabilir.
Öğrenciler, sınav sürecinde gerçekçi hedefler koyarak ilerlemelidir. Bu hedefler, öğrencinin sınava olan bakış açısını değiştirebilir. Örneğin, her hafta bir konu bitirmek ya da belirli bir sayıda soru çözmek gibi küçük ama ulaşılabilir hedefler, öğrenciye başarı duygusu kazandırır ve kaygıyı azaltır.
Öğrenciler, sınav sürecinde yalnız olmadıklarını bilmeli ve kendilerini destekleyen kişilerle iletişimde olmalıdırlar. Aile üyeleri, öğretmenler veya arkadaşlar, öğrencinin motivasyonunu yükseltmek ve kaygılarını paylaşmak açısından önemlidir. Zor anlarda bu kişilerle konuşmak, öğrencinin duygusal yükünü hafifletebilir.
Fiziksel sağlığın ruhsal sağlık üzerindeki etkisi büyüktür. Öğrenciler, sınav sürecinde düzenli uyku, sağlıklı beslenme ve egzersiz gibi sağlıklı alışkanlıklara özen göstermelidirler. Yeterli uyku almak, beyinde öğrenilen bilgilerin daha iyi depolanmasını sağlar ve kaygıyı azaltır. Dengeli beslenme, enerji seviyesini koruyarak zihinsel dayanıklılığı artırır.
Öğrencilerin olumsuz düşüncelerle mücadele etmeleri kaygıyı azaltmada önemlidir. “Başarısız olacağım” veya “Yeterince iyi değilim” gibi düşünceler yerine “Elimden gelenin en iyisini yapıyorum” ya da “Başarıyı hak ediyorum” gibi olumlu düşünceler benimsenmelidir. Olumlu düşünce alışkanlığı, öğrencinin özgüvenini artırır ve sınav kaygısını hafifletir.
Yoğun sınav kaygısı yaşayan öğrenciler, psikolojik destek almayı düşünmelidirler. Rehber öğretmenler veya psikolojik danışmanlar, kaygı bozukluğu yaşayan öğrencilere rehberlik edebilir ve onlara uygun terapi yöntemleri uygulayabilir. Özellikle ciddi kaygı durumlarında bu tür bir destek, öğrencinin sınav sürecini daha sağlıklı geçirmesine yardımcı olur.
Ailelere Verebileceğimiz Öneriler
Ailelerin, sınav sürecinde öğrencilerine nasıl destek olacaklarını bilmeleri, öğrencinin kaygı seviyesini etkileyebilir. İşte ailelerin dikkat etmesi gereken bazı noktalar:
- Olumlu Destek Sağlamak: Aileler, öğrenciyi yargılamak yerine cesaretlendirmelidir. “Her şey yolunda gidecek” veya “Sana güveniyoruz” gibi cümlelerle öğrencinin motivasyonu artırılabilir.
- Gerçekçi Beklentiler Oluşturmak: Ailelerin, çocuğundan beklentileri gerçekçi olmalıdır. Çocuğun kapasitesini aşacak hedefler koymak, kaygıyı artırabilir. Aileler, çocuğun potansiyelini göz önünde bulundurarak beklentilerini şekillendirmelidir.
- Duygusal Destek Sunmak: Ailelerin çocuğa duygusal olarak destek olmaları, onların yalnız olmadıklarını hissetmelerini sağlar. Çocuğun duygularını anlamak, sınav sürecinde ona güven verir.
- Stres Yönetimi Konusunda Yardımcı Olmak: Aileler, çocuklarına sınav sürecinde stres yönetimi konusunda yardımcı olabilirler. Stresli anlarda öğrencinin yanlarında olduğunu hissetmeleri, sınav kaygısını hafifletebilir.
- Bağımsız Çalışma Ortamı Sağlamak: Ailelerin çocuklarına bağımsız bir çalışma ortamı sunmaları önemlidir. Bu, öğrencinin derslerine daha iyi odaklanmasını sağlar ve özgüvenini artırır.
Sınav kaygısı, kontrol edilmediğinde öğrencinin akademik başarısını ve hayat kalitesini etkileyebilir. Ancak sınav kaygısıyla başa çıkmak, hem öğrenciler hem de aileler için mümkündür. Düzenli çalışma, olumlu düşünce alışkanlıkları, sağlıklı yaşam tarzı ve sosyal destekle öğrenciler, sınav sürecini daha stressiz ve başarılı bir şekilde geçirebilir. Aileler de çocuklarının yanında olarak onları cesaretlendirebilir ve gerektiğinde profesyonel destek alarak sınav kaygısıyla daha etkili başa çıkabilirler. Unutulmamalıdır ki sınavlar, öğrencilerin yalnızca akademik başarılarını değil, aynı zamanda sabır, dayanıklılık ve motivasyonlarını da ölçen bir süreçtir.
“Eğitimin maliyeti yüksek olabilir ama cahilliğin bedeli daha yüksektir.”
BENJAMİN FRANKLİN
